267 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi

    

ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ

Milli Sporcu aileden Cemiyetimize ziyaret

Aktif .

Tüm fertleri Milli Sporcu olan Kaya ailesi, Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Kyokushin ve ashihara karetede A Milli sporcular olan baba Hüsnü Kaya, anne Nazmiye Acar Kaya ve çocukları Onur ile Damla Kaya’nın yaptığı ziyarette, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Savaş Kıratlı ile Yönetim Kurulu üyeleri Güray Soysal ve Olgunay Köse yer aldı Görüşmede, Savaş Kıratlı, Cemiyet olarak Türk sporunun gelişmesini desteklediklerini belirterek, “Ülkemizde profesyonel futbol, basketbol ve voleybol gibi dallar desteklenirken, diğer spor branşlarına ne yazık ki yeterli destek sağlanamıyor.

Bu noktada sporcu bir aile olmanız beni çok mutlu etti” dedi

SULTAN YAVUZ/ANKARA – Biri, Karadeniz’in yüksek kesimlerindeki Ordu’nun Akkuş ilçesine bağlı Çayıralan Mahallesi’nden çıkmış, güreşçi babanın sporcu kızı olan Nazmiye Acar; diğeri ise Van’da tutulduğu spor sevdasını Ankara’ya kadar taşıyan karateci Hüsnü Kaya… Asıl mesleleği ziraat mühendisliği olan baba Hüsnü Kaya ile hemşire olan Nazmiye Acar Kaya, milli sporculuğa uzandıkları bu yolda, çocukları Damla ve Onur’la el ele vermişler. Ashihara karate branşında tüm fertlerinin milli sporcu olduğu Kaya ailesi, kendi çabalarıyla pek çok başarıya imza atmış. Spora her yaşta başlanabileceğini vurgulayan aile, sporun kişiye özgüven, sağlık, huzur, dinçlik ve gençlik kattığını belirtiyorlar.

Spora çocukken, Van’da tekvando ile başlayan Hüsnü Kaya, daha sonra Konya’da lise eğitimi sırasında da tekvandoya devam ettiğini; Ankara’ya yerleştikten sonra da muay branşında ve kick boks’ta antrenörlük ve hakemlik yaptığını belirtiyor. Karateye yönelmesinin ardından, Türkiye’de 2.’lik, Avrupa’da 3.’lük ödülü alan Kaya, bu yıl da Ankara’da kata birinciliği aldı.

56 yaşındaki Kaya, “İnsanın vücudunu kullanması çok önemlidir” diyerek, eskiden sokakta ip atlayan ve oyun oynayan çocuklara nazaran, günümüzde bu aktivitelerden yoksun olan çocukların spor salonlarında koordinasyon sıkıntısı çektiğine vurgu yapıyor. Kaya, “Keşke Türkiye’de her yaştan insan spor yapsa” diyor. Kaya, spor yaptıkları için çocuklarının sigara içmediğini ve bunun kendisini çok mutlu ettiğini ifade ederek, “Spor güzel şey, insanda endorfin gibi hormonları da salgılattığı için mutlu ve rahat hissettirir.

Güzel arkadaşlıklar da kazandırır, ben sporda çok hırslı bir insan olmadım, işin teknik kısmıyla daha çok ilgiliyim ve özen gösteririm. Kaç yaşında olursanız olun spora başlayın, mutlaka maça çıkmak zorunda değilsiniz. Ben spor yapmayan yaşıtlarıma göre kendimi daha aktif buluyorum ve kafamın da daha iyi çalıştığına inanıyorum” diyor.

DESTEK ALSAYDIK

Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nde spor salonu işleten Nazmiye Acar Kaya, ju jitsu ve ashihara karate dallarındaki başarılarının yanı sıra, hakemlik ve antrenörlük de yapıyor. En son, Kyokushin Türkiye birincisi olduktan sonra “Avrupa 2020 Ashihara Karate Şampiyonası”nda 3.’lük elde ederek, A Milli olan eğitmen, spora ilkokulda atletizm ile başladığını belirtiyor. Evlendikten sonra eşiyle birlikte Uzak Doğu sporlarına yönelen Acar, babasının da eski bir güreşçi olduğunu ifade ediyor.

Özellikle kadınların savunma sanatı öğrenmesini tavsiye eden Acar, 50 yaş üstü 80 öğrenciye her gün fizik tedavi niyetine ders verdiğini ve bu çalışmanın insanlara psikolojik destek de olduğunu söylüyor. Söz konusu insanların hem savunmayı öğrendiklerini hem de diz ağrıları gibi rahatsızlıklarından kurtulduklarını dile getiren Acar, “Belli yaşın üstündeki insanlar için spor daha iyi” diyor. Sporun kendisine saygınlık kazandırdığını ve insanların, onun duruşundan, yürüyüşünden sporcu olduğunu anladıklarını kaydeden Acar, “Korkusuzca her ortama girer, her yerde rahat ederim. Güç kuvvet de katıyor tabii ki spor… Spor, sağlık, huzur, dinçlik ve gençlik veriyor. Aile olarak bir kulübün getiremeyeceği ölçüde başarıya imza attık ve bunu da kendi imkânlarımızla başardık. Milli formamızı dâhi kendimiz aldık, eğer sporcu olarak destek alabilseydik, eminim çok daha büyük başarılara imza atardık” diyor.

BOKSÖR GENÇ KIZ

Kaya ailesinin sporcu kızı, 18 yaşındaki Damla da spora üç yaşında jimnastik ile başladığını ve yüzme, basketbol, güreş, capoeira gibi farklı branşlarla ilgilendikten sonra dövüş sporlarına yöneldiğini anlatıyor. Anne ve babasının, hem kendisinin hem de abisi Onur’un bu spora başlamalarını önceleri tasvip etmediklerini ama zamanla alıştıklarını kaydeden Kaya, ünlü boksör Muhammed Ali’nin ölüm yıl dönümünde, kendisi hakkında araştırma yaparak, boksa yöneldiğini ifade ediyor. Ashihara branşında milli sporcu olan Kaya, şu anda aktif olarak boks yapıyor. Kaya, “Muhammed Ali’nin tekniği ve ahlâkı çok hoşuma gitti. Dövüş sayesinde insanlara fikirler sunmuş, posterleri hâla odamı süsler” diyor.

Boksun genelde erkek sporu olarak görülmesine ilişkin olarak da, “Cinsiyetim nedeniyle zorlandım, kulüplerde kadın kontenjanı yoktu. Erkek sporu olarak görülüyordu ama ben istedim ve devam ediyorum.

Kadın cinayetlerini ve kadına karşı şiddet olaylarını gördükçe, ‘Keşke o kadınlara kendilerini savunmayı öğretebilseydim’ diyordum. Zaten kız arkadaşlarımı da teşvik etmeye çalıştım, bir kaçı da başladı. Kadın ya da erkek sporu diyenleri ciddiye almıyorum, benden büyük erkekleri de yenmişliğim var. Spor bana özgüven kattı, insanların içine girdiğinizde farklı olduğunuzu gösterebiliyorsunuz.

Ayrıca, tenha yerlerden geçerken kızlar korkabiliyor ama ben antrenman nedeniyle eve geç saatte gelirken bile asla korkmuyorum, bence karşı taraf da bunu hissediyor. Kim olursa olsun, insanlardan çekinmiyorsunuz ve iletişiminiz kuvvetli oluyor. Ben, kızların da güç sporu yaptığını göstermiş oluyorum” diye konuşuyor.

SANAT VE SPOR BİRLEŞTİ

Ailenin, kyokushin karate dalındaki diğer milli sporcusu Onur Kaya da, spora dört yaşında jimnastikle başladığını ve çocukluktan beri savunma sanatlarına ilgisi olduğunu belirtiyor. Basketbol, yüzme, futbol, tekvando ve boksla ilgilenen Kaya, bu sporlara nazaran gücünü ortaya koyacağı başka bir branş ararken, kyokushin karakete ile tanışmış. Aynı zamanda tiyatro ile de ilgilenen Kaya, söz konusu sporun ashihara’nın biraz daha farklısı olduğunu belirtiyor.

Kaya, sporda zamanlamanın önemine de dikkat çekerek, “Muhammed Ali’nin George Foreman’a yenilme nedeni de yaşıydı. Sporda yaşın avantajı ve dezavantajı vardır, mesela boksta çok darbe aldığınız için, erken başladığınızda uzun ömürlü olmaz ama 20 yaşında başlarsanız daha uzun ömürlü olur. Sporun branşına göre değişir ama bana kalırsa, önemli olan birini yenmekten ziyade verdiğiniz estetik hazdır ki bu da teknikle ilgilidir. George Foreman’ı izlerken, Muhammed Ali kadar keyif almamanızın nedeni de budur” diyor.

Hedefinin sporu ve sanatı birleştirmek olduğunu kaydeden Kaya, bu konuda da şunları söylüyor: “Rocky Balboa fimleri bir semboldür, hâlâ filmin müziği olan ‘Eye of the Tiger’ şarkısı maçlarda çalar. Mike Tyson’un antrenörlük yaptığı salonda bile filmin posterini görürsünüz. Ben de o tarz bir film çekmek istiyorum. Eğer dünya şampiyonu olursam mutlaka çekeceğim. Bruce Lee filmleri gibi yani… Türkiye’de bir kaç tane yapıldı ama çok başarı kazanamadı. Çünkü ya sadece sporculara ya da sadece oyunculara rol verdiler, oysa ikisini de birleştirirseniz dediğimiz filmler gibi başarı sağlar. Slyvester Stallone de Bruce Lee de aynı zamanda sporcuydular.” ‘Savaşçı’ ve ‘Beni Affet’ gibi dizilerde de yer alan ve yakında ekranlara gelecek olan ‘Teşkilat’ dizisindeki bir yakın korumayı oynayan Kaya, sporun kendisine “muhteşem” bir özgüven kazandırdığını ve onu korkusuz yaptığını ifade ediyor. Hedefinin Türkiye’de kalmak olduğunu söyleyen Kaya, Türkiye’deki sporcuların desteklenmesi gerektiğini ve yaptığı işten arta kalan zamanda spor yapmakla, tek uğraşının spor olması arasında ciddi bir fark olduğunu belirtiyor. Kaya, “Ailem maddi olarak arkamda durmasaydı, başarı elde edemezdim. Beslenme, zaman ayırma gibi kriterler çok önemli. Biz sevdiğimiz için yapıyoruz ama keşke sporcular özellikle de maddi anlamda daha fazla desteklenebilse…

Sokakta mendil satan 14 yaşında, inanılmaz bir genetiğe sahip olan çocuklarımız var. Devlet imkân verse ve okul açsa, bu çocuklar Türkiye’nin adını her yerde duyuyorlar diye düşünüyorum” diyor.

24 saat gazetesi

Akkuş Medya Gurup 

Comments are now closed for this entry